LEFKOŞA – Komşu Yunanistan’ın turistik cenneti Santorini Adası’nın açıklarında son günlerde kayda değer bir deprem fırtınası yaşanıyor. En büyükleri Richter ölçeğiyle 4 ve üzeri olan depremler, başkent Atina’da olağanüstü toplantıların yapılmasına, anakaradan adalara takviye arama ve kurtarma ekiplerinin gönderilmesine ve başta Santorini olmak üzere bazı adalarda eğitim-öğretime ara verilmesine yol açtı.
Son gelişmeler ışığında, konuya ilişkin tanınmış uzmanların görüşleri dikkatle değerlendiriliyor. Yunanistan’ın büyük medya kuruluşlarına konuşan uzmanlar, farklı senaryolar üzerinde duruyor. Uzman görüşleri, Santorini açıklarındaki sismik hareketliliğin ciddiyetini ortaya koyuyor. Hem tektonik hem de volkanik süreçlerin iç içe geçtiği bu bölgede, depremler sıradan bir dizi olayın ötesinde, geçmişte büyük felaketlere neden olan hattın yeniden faaliyete geçtiğine işaret ediyor.
Komşu ülkenin uzmanları, mevcut deprem dizisinin ilerleyen saatlerde Richter ölçeğiyle 6’nın üzerinde şiddetli bir ana şok haline dönüşebileceği ihtimaline karşı dikkatli olunması gerektiğini belirtiyor.
‘BÖLGEDEKİ HAREKETLİLİK SON DERECE CİDDİ’
Atina Teknik ve Araştırma Üniversitesi’nde (APTH) görevli sismoloji profesörü Manolis Skordilis, bölgedeki sismik hareketliliğin ‘son derece ciddi’ olduğunu vurguluyor. Deprem uzmanı, özel radyo istasyonu Praktoreio 104,9 FM üzerinden yaptığı açıklamada, son iki gün içinde Santorini çevresinde yüzlerce sarsıntının kaydedildiğini ve vatandaşların giderek artan bir endişeye kapıldığını belirtti.
Skordilis, “Görünüşe göre burada geniş bir alanı kapsayan bir sismik aktivite devreye girdi. Kaydedilen depremlerin büyüklüğü genellikle 4 ve üzeri seviyede gerçekleşiyor. Bu durum, geçmişte büyük felaketlerle karşılaşılmış alanın yeniden uyanışına işaret ediyor. Mevcut veriler, ilerleyen saatlerde 6 Richter’in üzerinde bir ana şok olasılığını da gözler önüne seriyor” dedi.
TSUNAMİ RİSKİ
Profesör Skordilis, mevcut veriler ışığında bölgede henüz bir ‘ana depremin’ ortaya çıkmadığını, aksine geniş ve aktif bir bölgede dizi halinde devam eden depremler olduğunu ifade etti. Skordilis, özellikle depremlerin Santorini’nin ünlü volkanik kalderası içindeki volkanla ilişkili olmadığını, aksine tamamen tektonik kaynaklı olduğunu vurguladı. Fakat, eğer deniz altında 6’nın üzerinde bir deprem gerçekleşirse, yakında bir tsunami riski de gündeme gelebilir.
Skordilis, 1956’da aynı hat üzerinde meydana gelen 7,3 büyüklüğündeki depremin ardından oluşan dev tsunami olayını hatırlatarak, “Bu nedenle, olası bir yüksek şiddetli depremde tsunami ihtimalini göz ardı etmemek gerekiyor” diye uyardı.
BELİRSİZLİKLERİN IŞIĞINDA OPERASYONEL ÖNLEMLER
Bölgedeki depremsellik konusunda bir diğer önde gelen ses, sismik risk değerlendirme komitesinin üyesi olan Gerasimos Papadopoulos oldu. Papadopoulos, “Bu tür doğal olayların doğası gereği birçok belirsizlik ve zorluk mevcut. Elde ettiğimiz sonuçlar, ancak alınacak olan operasyonel önlemleri yönlendirmek adına oldukça önemli birer gösterge. Şu anki veriler ışığında, kesin bir sonuca varmak mümkün değil” ifadelerini kullandı. Deprem hareketlerinin öngörülemez doğası, alınan tedbirlerin de sürekli güncellenmesini zorunlu kılıyor.
MERKEZ SANTORİNİ’DEN KUZEYDOĞUYA KAYIYOR
Yunanistan basınına konuşan Jeodinamik Enstitüsü yöneticisi Vasilis Karastathis, depremlerin seyrine ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Karastathis, “Deprem sıklığının azalması ve büyüklüklerinin istikrara kavuşması gibi değişiklikler gözlemlenmedikçe içimiz rahatlamayacak. Şu an için özellikle büyük depremlerin odak noktalarının Santorini’den kuzeydoğu yönünde kayarak adadan uzaklaştığını tespit ettik” şeklinde konuştu.
Mevcut deprem senaryosuna göre, 5,5 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmesi durumunda, Santorini Adası’ndaki konutların büyük çoğunluğunun modern ve dayanıklı yapıda olması sayesinde ciddi bir yıkım beklenmiyor. Ancak Karastathis, özellikle zemin yapısı ve küçük ölçekli toprak kaymaları gibi ikincil risklere dikkat çekerek, “Küçük depremler bile zemin yapısında ve arazi stabilitesinde sorunlara yol açabilir. Bu nedenle bu tür risklere karşı önlem almayı ihmal etmemeliyiz” uyarısında bulundu.
Karastathis ayrıca, bölgedeki gelişmeleri yakından takip etmek amacıyla önümüzdeki günlerde Anafi ve Amorgos adalarına yeni sismograf cihazları kurulacağını açıkladı. Bu cihazların deprem hareketlerini daha yüksek kalitede verilerle analiz etmede ve gelecekteki olası senaryoları daha isabetli bir şekilde öngörmede önemli bir rol oynayacağı ifade edildi.
TEKTONİK VE VOLKANİK ETKİLEŞİMLER
Yunanistan basınına konuşan bir diğer uzman olan, Ulusal Gözlemevi kapsamında Geodinamik Enstitüsü’nde çalışmalar yürüten araştırma direktörü Athanassios Gkanas, “1956’da meydana gelen 7,3 büyüklüğündeki depremin sorumlu olduğu Amorgos hattının yeniden aktive olma riski bulunmuyor. Burada esas tehlike, Santorini’nin kuzeydoğusunda, Kolumbo ile Anydros arasında gözlemlenen ve son 24 saatte 12’den fazla 4 ve üzeri büyüklükte deprem kaydedilen bölgeden geliyor” şeklinde konuştu.
Gkanas, bölgedeki sismik hareketin kökenine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. “Gözlemlenen depremlerin tektonik kaynaklı olmasına rağmen, 2 Ağustos 2024’te başlayıp yavaşça yayılan volkanik bir aktivite tarafından tetiklendiğini görüyoruz. Bu durumu, Thira-Kolumbo volkanik kompleksi üzerinde devam eden bir ‘sismovolkanik kriz’ olarak değerlendirmeli ve olası tüm senaryolara karşı hazırlıklı olmalıyız” dedi. Gkanas’ın açıklamaları, mevcut durumun tektonik ve volkanik etkileşimlerin karmaşık bir birleşimi olduğunu ortaya koyuyor.
KRİTİK EŞİK 5,5
Santorini’de bulunan ve yerel kriz yönetiminde aktif rol oynayan Prof. Evthymios Lekkas, adanın karşı karşıya olduğu depremsellik durumuna ilişkin umut verici fakat temkinli değerlendirmelerde bulundu. Yunanistan kamu radyo-televizyon kurumu ERT ile görüşlerini paylaşan Lekkas, “Deprem şiddeti 5,5’i aşmadığı sürece, modern yapılarımız sayesinde büyük çaplı bir yıkım beklemiyoruz. Ancak, şu anki aktif periyodun haftalar hatta aylar sürebileceğini göz önüne almamız gerekiyor” dedi.
Lekkas, alınan acil kararlar hakkında bilgi verirken, “Özel bir komite toplanarak okulların tatil edilmesi ve diğer acil durum önlemlerinin uygulanması yönündeki kararları kesinleştirecek. Bu tedbirler hem halkımızın güvenliğini temin etmek hem de olası bir tsunamiyi önceden göğüslemek için hayati öneme sahip” dedi. Lekkas, ayrıca, “15 uzman bilim insanıyla yaptığımız detaylı incelemeler sonucunda, sismik hareketliliğin Santorini’deki volkanik faaliyetlerle bir ilişkisi olmadığını kesin olarak tespit ettik. Depremlerin merkez üslerinin adadan uzaklaşması umut verici olsa da sürecin nasıl ilerleyeceğini henüz öngöremiyoruz” şeklinde konuştu.
More Stories
Başsavcı kayıtları istedi: Ayşe Barım’la Çiğdem Mater’in 12 yıl önce yaptıkları konuşmalar mercek altında
2 PKK’lı terörist teslim oldu
500 bin lira verip köpek oldu: Ziyaretçilerini bekliyor